27Tem

Diyet yaparken genelde hep aynı önerileri duyarız:

“Tabak dengeli olsun, her besin grubundan biraz koy”,

“Sebzeni ye, proteini ihmal etme”,

“Karbonhidratı azalt, proteine yüklen”…

Ama son zamanlarda benim de sevdiğim bir arınma olan, öğünlerde proteini ve sebzeyi bilinçli olarak ayırarak beslenmeye başladık. Kulağa biraz ters geliyor değil mi? Diyet yaparken bu ikisini neden ayıralım ki? Oysa bu yaklaşımın, özellikle sindirim sıkıntısı çekenlerde ve kilo vermeye çalışanlarda oldukça etkili olabileceğini gösteren pek çok gözlem vardır.

Şimdi gelin, bu konuya biraz yakından bakalım.

Sindirim Sistemi Her Zaman Aynı Tepkiyi Vermez

Proteinli besinler midede uzun süre kalır ve sindirim için yoğun mide asidi üretimine neden olur. Bu kötü bir şey değil; tam tersi, proteinin sindirilebilmesi için gereken doğal bir süreçtir.

Sebzeler ise lif açısından oldukça zengin olduğu için bağırsak hareketlerini hızlandırır ve çok daha hafif bir sindirime sahiptir. Bu da demek oluyor ki; ikisini bir arada tükettiğinizde vücut farklı sindirim süreçlerini aynı anda yönetmek zorunda kalıyor. Bu da bazı kişilerde şişkinlik, hazımsızlık ya da gaz gibi sorunlara yol açabiliyor.

Özellikle IBS (hassas bağırsak sendromu) yaşayan ya da reflü problemi olan bireyler, proteini ve sebzeyi ayrı zamanlarda tükettiğinde bu şikâyetlerin azaldığını fark edebiliyor.

Enerji Yönetimi ve Tokluk Üzerindeki Etkisi

Bazen sadece fiziksel değil, psikolojik olarak da yorgun hissederiz. Gün boyunca enerjimizin dalgalanmasının bir nedeni de kan şekerimizin sık sık inip çıkması olabilir. İşte burada öğünleri sadeleştirmek devreye giriyor.

Mesela sabah kahvaltısında sadece sebzeli, hafif ve lifli bir öğünle başlamak; ardından öğle yemeğinde protein ağırlıklı bir tabak tercih etmek, kan şekeri dalgalanmalarını azaltarak daha dengeli bir gün geçirmemizi sağlayabilir.

Bu Yöntem Herkes İçin Uygun mu?

Elbette hayır. Bu yöntem kesinlikle bilinçsizce ve tek başına yapılmamalıdır. Muhakkak alanında uzman diyetisyeniniz ile süreci kontrollü yönetmelisiniz. Süresi, nasıl ve ne kadar yapılacağı dikkatle takip edilmeli.

İlk günlerde biraz farklı hissedebilirsiniz ama birkaç gün sonra vücudunuzun nasıl tepki verdiğini daha net göreceksiniz. Daha hafif hissetmek, şişkinliğin azalması ya da öğün sonrası uyku hali yaşamamak bu yöntemin olumlu etkilerindendir.

Son Söz: Her Vücut Başka Bir Hikâye Yazar

Unutmayın, hiçbir beslenme yöntemi herkeste aynı sonucu vermez. Önemli olan, kendi vücudunuzu tanımanız ve ona göre seçimler yapmanız. Belki de siz, protein ve sebzeyi aynı öğünde tükettiğinizde hiçbir sorun yaşamıyorsunuzdur. O zaman aynen devam. Ama eğer zaman zaman şişkinlik, hazımsızlık, yorgunluk yaşıyorsanız; uzmanınız ile bu küçük deneme size büyük rahatlık getirebilir.

Yani kısaca: kendini tanı, dinle, dene… Beslenme dediğimiz şey, bir kalıba sığmaz. Sana iyi geleni bulduğunda, o zaten “doğru beslenme” olur.

Pınar Demirkaya
Latest posts by Pınar Demirkaya (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir