03May

Bugün sizlerle çok önemli ama genellikle gözden kaçan bir konudan bahsetmek istiyorum: besinlerdeki pestisit kalıntıları. Beslenme sağlığımızın temel taşı ve doğal olarak hepimiz soframıza gelen her lokmanın güvenli olmasını isteriz. Peki ama gerçekten öyle mi?

Pestisit nedir, neden kullanılıyor?

Pestisitler, yani zirai ilaçlar, tarım ürünlerini böceklerden, mantarlardan ve zararlı otlardan korumak için kullanılıyor. Yani çiftçinin amacı ürününü korumak. Ancak bazı pestisitler, hasattan sonra da ürünlerin üzerinde kalıyor ve işte bu kalıntılar bizim soframıza kadar gelebiliyor. Bunlara “pestisit kalıntısı” diyoruz. Gözle göremiyoruz, tadını almıyoruz ama vücudumuz onları fark ediyor.

Neden bu kadar önemli?

Vücuda sürekli küçük miktarlarda pestisit almak zamanla birikim yapabiliyor. Özellikle çocuklar, hamileler ve yaşlılar gibi hassas gruplar için bu kalıntılar ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlayabiliyor. Araştırmalar bazı pestisitlerin hormon sistemimizi etkileyebileceğini, bağışıklığı zayıflatabileceğini ve hatta bazı kanser türleriyle ilişkili olabileceğini gösteriyor.

Bir düşünün: Sağlıklı diye bolca tükettiğimiz meyve ve sebzeler aslında sağlığımızı tehdit edebilir mi? Ne yazık ki evet, eğer yeterince dikkatli değilsek.

Neden Kullanılmamalı?

Peki bu pestisitler hiç mi kullanılmasın? Açıkçası tarımda zararlılarla mücadele etmek gerekiyor, buna karşı değiliz. Ama sorun şu: gereğinden fazla ve kontrolsüz kullanım! Ürün daha fazla verim versin diye aşırıya kaçıldığında, bu kimyasallar sadece zararlıları değil, bizim sağlığımızı da tehdit eder hale geliyor.

Gelin, neden dikkatli olunması gerektiğine biraz daha yakından bakalım:

  • Hormon sistemini etkileyebilir: Bazı pestisitler vücudumuzun hormon dengesini bozabiliyor. Özellikle çocuklarda büyüme ve gelişim üzerinde olumsuz etkiler yapabiliyor.
  • Kansere zemin hazırlayabilir: Uzun vadede maruz kalınan bazı pestisit türlerinin kanser riskini artırdığı bilimsel olarak gösterilmiş durumda.
  • Bağışıklık sistemi zayıflayabilir: Vücudumuz zararlıya karşı savaşırken, bu kimyasallar bağışıklığımızı baskılayabiliyor. Özellikle kış aylarında daha çok hastalanıyorsanız, sebeplerinden biri bu olabilir.
  • Alerjik reaksiyonlar yapabilir: Ciltte kaşıntı, döküntü, gözlerde yanma gibi alerjik belirtiler bazen farkında olmadan tükettiğimiz pestisitli besinlerden kaynaklanabiliyor.
  • Toprağa ve suya zarar veriyor: Sadece bizi değil, doğayı da etkiliyor. Pestisitler toprağa karışıyor, yer altı sularına ulaşıyor ve ekosistemi bozuyor. Uzun vadede bu döngü yine bize dönüyor.

Yani işin özü şu: pestisitler aslında zararlıları uzaklaştırmak için var ama fazla kullanıldığında asıl zararı bize dokunuyor. Bu yüzden hem üretici hem tüketici olarak bilinçli olmamız gerekiyor.

Peki ama ne yapabiliriz?

İyi haber şu ki, önlem almak mümkün. İşte size hem pratik hem etkili birkaç öneri:

  1. Meyve ve sebzeleri iyi yıkayın: Sadece suyla yıkamak bazen yeterli olmayabilir. Karbonatlı su ya da sirke ile suda bekletmek, kalıntıların büyük kısmını uzaklaştırabilir.
  2. Kabukluysa, soyun: Elma, salatalık gibi kabuğuyla yenen ürünlerde pestisit kalıntısı daha fazla olabilir. Soyarak tüketmek riski azaltır.
  3. Mevsiminde tüketin: Mevsim dışında yetiştirilen ürünlerde daha fazla kimyasal kullanılıyor. . O yüzden doğanın ritmini takip etmek hem sağlıklı hem ekonomik.
  4. Organik tercih edin: Her zaman mümkün olmayabilir ama özellikle çocuklarınız için organik ürünleri tercih etmeye çalışın.
  5. Yerel pazarlardan alışveriş yapın: Küçük üreticiler bazen daha az kimyasal kullanabiliyor. Tanıdığınız, güvendiğiniz üreticilerden almak her zaman daha iyidir.

Son söz:

Bilinçli olmak her zaman bir adım önde olmaktır. Sofranızda ne olduğunu bilmek, sağlıklı bir yaşamın anahtarıdır. Her lokmada doğallığı hissettiğiniz, güvenle beslenebileceğiniz günler diliyorum.

Sağlıklı ve dengeli günlerde görüşmek üzere!

 

Pınar Demirkaya

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir